Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yıl dönümü münasebetiyle Türkiye’nin Bern Büyükelçiliği ve Zürih Başkonsolosluğu tarafından resepsiyon düzenlendi.
Bern’de bir otelde Türkiye’nin Bern Büyükelçisi Emine Ece Özbayoğlu Acarsoy ve Zürih Başkonsolosu Hasan Emre Uygun ev sahipliğinde yapılan resepsiyona, Azerbaycan’n Bern Büyükelçisi Fuad Isgandarov, Cenevre Başkonsolosu İpek Zeytinlioğlu Özkan, Uluslararası Türk Kültür ve Miras Vakfı Başkanı Günay Efendiyeva, yabancı misyon temsilcileri ve İsviçre’deki Türk toplumunun üyeleri katıldı.
İstiklal Marşı ile İsviçre ve Liechtenstein’ın milli marşlarının okunmasıyla başlayan program, protokol konuşmalarıyla devam etti.
Büyükelçi Acarsoy, resepsiyondaki konuşmasında, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümünde böyle bir organizasyonda bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “en büyük eserim” dediği Cumhuriyetin, Türkiye’nin demokratikleşmesinin, gelişmesinin ve modernleşmesinin teminatı olduğuna işaret eden Acarsoy, şunları kaydetti:
“Milletimizin bu en büyük bayramını coşkuyla kutlarken, Cumhuriyetimizi Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün koyduğu hedef olan muasır medeniyet seviyesine doğru, her geçen gün daha da ileriye taşımanın haklı gururunu yaşıyoruz. Dünyanın dört bir yanında Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümü kutlamalarında yaşanan heyecan ve coşku, Türkiye Yüzyılı vizyonu etrafında duygu birliğimizi ve ortak bağlarımızı daha da güçlendirdiğimizin anlamlı bir göstergesidir.”
Acarsoy, Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda Cumhuriyeti daha ileriye taşımak için İsviçre Türk toplumuna da önemli görevler düştüğünü belirterek, İsviçre’deki Türk vatandaşlarının, Cumhuriyete yapabileceği en büyük katkının, Türkiye ile bağlarını koparmadan İsviçre’ye en iyi düzeyde entegre olmaları olduğunu ifade etti.
Türkiye’ye 6 Şubat’ta meydana gelen deprem felaketleri sonrasında İsviçre’deki Türk toplumunun büyük desteği olduğunu hatırlatan Acarsoy, bu konuda gösterilen hassasiyet için teşekkürlerini yineledi.
Acarsoy’dan “diplomasi” vurgusu
Acarsoy, küresel ölçekte barış ve istikrarı tehdit eden belirsizliklerin, krizlerin ve çatışmaların yaşandığı bir dönemden geçildiğini anımsatarak, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın sona erdirilmesi ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne dayalı adil bir barışın sağlanması için diplomatik çabaları sürdürdüklerini aktardı.
Son dönemde Orta Doğu’da artan gerginliklere de değinen Acarsoy, “İsrail ve Filistin’de artan şiddet ve gerginlikten derin kaygı duyuyor ve sivillerin hayatını kaybetmesini şiddetle kınıyoruz. Atatürk’ün ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ ilkesinin rehberliğinde hareket eden Türkiye’nin, akan kanı durdurmak ve sorunlara kalıcı çözüm bulmak için elinden gelen katkıyı sağlamaya her zaman hazır olduğunu bir kez daha vurgulamak isterim.” diye konuştu.
Acarsoy, Azerbaycan’ın uluslararası hukuk çerçevesinde belirlenmiş sınırlarında egemenliğini tamamıyla yeniden tesis ettiğine işaret ederek, şunları paylaştı:
“Kahraman Azerbaycan ordusu tarafından gerçekleştirilen başarılı antiterör operasyonu neticesinde 15 Ekim’de Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in Hankendi’nde göndere çektiği üç renkli Azerbaycan bayrağı hepimizi gururlandırmıştır. Türkiye olarak Kafkaslarda kalıcı barış ve istikrara ulaşılmasından başka bir arzumuz yoktur. Azerbaycan’ın haklı davasında kazandığı zafer de bölgemizde kalıcı barış ve istikrara ulaşılmasının önündeki önemli bir engeli de kaldırmıştır.”
Başkonsolos Uygun ve Efendiyeva’nın konuşmalarının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı mesajı okundu.
Daha sonra Türk Devletleri Teşkilatı üyesi devletlerden gelen kadın sanatçılardan oluşan “Yedi Güzel Müzik Grubu” konser verdi.